Randevu Alın

Edit Content

MÜKEMMELİYETÇİLİĞİN ARKASINDAKİ KIRILGAN BENLİK

“Mükemmeliyetçilik” diye yazılır, çoğu zaman “değerli hissedebilmek için mükemmel olmam gerekiyor” diye okunur. Mükemmeliyetçilik, kişinin benliğinin kusurlu ve yetersiz olduğuna dair taşıdığı inançla bağlantılıdır. Bu bağlamda kişi, kendi varlığından utanç duyarak daha “ideal” bir benlik tasarımı yaratmaya yönelir. Böylelikle aslında kendisine yabancılaşarak kusursuz bir versiyonunu inşa etmeye çalışır. Bu eğilimin kökeninde genellikle geçmiş yaşantılarda edinilen acı verici deneyimler yatar. Kişi, utanç, suçluluk gibi zorlayıcı duyguları tekrar yaşamamak için kendisine bir savunma kalkanı oluşturur. Böylece, yaptığı şey mükemmel olursa kusur bulunmayacağını, değerli hissedebileceğini ve eksiklik duygusunun son bulacağını varsayar. Ancak bu, bir yanılsamadır; çünkü hiçbir kusursuzluk çabası, özdeki değersizlik hissini bütünüyle ortadan kaldıramaz.

Kişi mükemmeliyet arayışı içerisinde, kendi öznel ihtiyaçlarını ve özgün benliğini bastırma eğilimi gösterir. Bitmeyen ayrıntılar, tükenmeyen görevler ve “olması gerekenler” arasında kaybolur. Oysa kusurluluğa, hataya ve eksikliğe alan açmak; bireyin utancının arkasındaki otantik benliğiyle temas etmesine imkân tanır. Kusurlulukla barışmak, öz-benliğe giden yolu açar. Bu bağlamda “Ben mükemmeliyetçiyim” ifadesi çoğu zaman ‘Mükemmeliyetçiliğimin arkasında kırılganlığımı saklıyorum.’ anlamına gelir. Nitekim mükemmeliyetçilik, özünde eksiğe tahammülsüzlük ve kırılganlığın inkârıyla ilişkilidir. Kişi, kırılgan taraflarıyla yüzleşmek yerine onları bastırır; kusursuz, hatasız bir benlik inşa etmeye çalışır. Ancak sorulması gereken kritik soru şudur: Mükemmeliyetçiliğin aracılığıyla ideal bir kişi yaratmaya çalışırken, mükemmeliyetçiliğinin arkasındaki gerçek kendini yitirmiyor musun?

Share the Post:

Related Posts

PSİKANALİTİK PSİKOTERAPİ NEDİR?

Psikanalitik psikoterapi, insanın psikolojik derinliklerini anlamaya odaklanan bir terapi yaklaşımıdır. Kökeni Sigmund Freud’un geliştirdiği psikanaliz kuramına dayanır; Freud’dan günümüze, Melanie

Read More